Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'nda konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:
“Seçim takviminde bir yıldan geriye doğru saymaya başladığımız bir dönemde artık geçen her gün, her geçen hafta bizim için adeta hazine kıymetindedir. Bu çerçevede yaz mevsimini en verimli şekilde değerlendirmemiz gerekiyor. Derdini anlatmak, ülkeyi ve siyaseti takip etmek için başını kaldıran her vatandaşımızın AK Parti teşkilatından birini karşısında göreceği şekilde sahayı sıkı tutmalıyız.
"Asla onların peşinden gitmemeliyiz"
Muhalefet mensuplarının söyledikleri her yalanı anında ağızlarına tıkacak, ortaya attıkları her iftirayı anında çürütecek, sergiledikleri her tutarsızlığı anında ifşa edecek bir çalışma tarzı izlemeliyiz. Bunu yaparken asla onların gündemlerine tıkılıp kalmamalı, asla onların peşinden gitmemeliyiz. Gündemi tayin eden, siyasetin tartışma başlıklarını ve istikametini belirleyen daima biz olacağız.
Aynı şekilde 2023 hedeflerimizle 2053 vizyonumuzla insanımızın umutlarının ve beklentilerinin adresi de yine biz olacağız. AK Parti’nin eser ve hizmet dönemi her teşkilat mensubumuzun en büyük dayanak noktası, gönüllere girme kapısı olacaktır. Önemli olan bu malzemeyi doğru kullanmak, iyi değerlendirmektir. Her iş gibi siyasette de her işin başı insan kaynağıdır, insan kalitesidir, insan gücüdür. Üye sayısı 11 milyonu geçen bir partinin içinde elbette üslubuyla, tavrıyla, bireysel eksiklikleriyle sıkıntıya yol açacak kişiler çıkabilir. Bunları derhal geri plana çekip kendilerinden başka alanda istifade etmeliyiz.
"Halka tepeden bakan, AK Parti yöneticisi olamaz"
AK Parti ailesi, ihtiyacı olan her konuda doğru insanları bulup onları öne çıkaracak kadar büyüktür, zengindir, mümbittir. En önemlisi ise milletvekilinden il, ilçe yönetimine, belediye başkanı ve meclis üyesinden mahalle sorumlusuna kadar AK Parti’yi temsil eden her kardeşimizin milletimizle tevazuu ve samimiyet esasına dayalı bir iletişim kurmasıdır. Halka tepeden bakan, yaptığı görevi imtiyaz gören, geleni kapıdan içeri almayan, telefonuna ulaşılamayan AK Parti yöneticisi olamaz.
Kendisine uzatılan eli tutmayan, insanlarla göz göze, gönül gönüle muhabbet kurmayan kişi AK Parti kimliğini temsil edemez. Siyasetin insan kazanma sanatı olduğunu bilmeyen, AK Parti adına söz söyleyemez. İrade ortaya koyamaz. Ülkesine, şehrine ve partisine hizmet için gece gündüz koşturmayı göze alamayan AK Parti’de sorumluluk üstlenemez. Bunlar AK Parti’de görev alanlarda aradığımız ihtiyari değil mecburi vasıflardır.
Aksi takdirde ortaya çıkan tablodan sadece AK Parti değil, bizimle birlikte ülkemiz ve şehirlerimiz de zarar görmektedir. Böyle bir durumda kaybeden sadece AK Parti değil, bizimle birlikte kazanımları ve geleceğe ilişkin umutlarıyla tüm milletimiz olmaktadır.
"Kazanmak dışında ihtimali olmayan bir seçime daha hazırlanıyoruz"
Hiçbir şahsi menfaat hesabı, hiçbir kişisel kapris, hiçbir dar ekip dayanışması, bu misyonun önüne geçemez, üstüne çıkamaz. Bileğini bükmeye vesayetçilerin, darbecilerin gücü yetmeyen bu partiyi, kendi içinden yaralayacak kimseye izin vermeyiz, kimseye eyvallah etmeyiz. AK Parti teşkilatlarındaki her bir kardeşimin sorumluluğuna bu gözle bakmasını istiyorum. Partimizin kurulduğu günden beri girdiğimiz her seçim bizim için rövanşı olmayan bir müsabaka gibidir. Kazanmak dışında ihtimali olmayan bir seçime daha hazırlanıyoruz. Genel merkezimizle ve meclis grubumuzla önümüzdeki kritik sürecin hazırlıklarını tüm boyutlarıyla yürütüyoruz. Kabinemizle milletimize eser ve hizmet siyasetimizi kesintisiz şekilde sürdürüyoruz.
"Umutlarını 2023 seçimlerine bağladılar"
Türkiye üzerinde siyasi ve ekonomik hesabı olan herkes, ülkemizin demokrasi ve kalkınma atılımlarından rahatsızlık duyan tüm çevreler umutlarını 2023 seçimlerine bağladılar. Bugüne kadar sosyal fay hatlarımızı harekete geçirmeye çalışmaktan, sınırlarımızı tacize, uluslararası kuşatma gayretinden farklı görünümlerdeki darbe girişimlerine kadar her yolu deneyenlerin artık sabrı kalmadık. AK Parti’yi tökezleterek ülkeyi büyük ve güçlü Türkiye rotasından çıkarmak için ellerindeki tüm kozları sahaya sürmeye başladılar. Öyle ki ülkenin en çürük siyasetçisi Kılıçdaroğlu’ndan bile medet umacak hale geldiler.
“6’lı masa diye milletin önüne koydukları yapı, sirk çadırından beter bir yer”
Bürokrasiden siyasete, hayatının hiçbir döneminde kayda değer başarısı olmayan bu zata ülkeyi teslim etme senaryoları kuranların niyetlerin milletin hayrı olmadığı açıkça ortadadır. 6’lı masa diye milletin önüne koydukları yapı, sirk çadırından beter bir yer haline dönüştü. Hadi masanın çevresinde oturanlar belli. Altında ve etrafında dolananları ne yapacağız? Yapılacak açıklamaların bile büyükelçilerin onayına sunulduğu bir yeden söz ediyoruz, dikkat edin. Dikkat ederseniz bu ithama tüm güçleri ve kalpleriyle böyle bir şey kesinlikle yok diyerek cevap dahi veremiyorlar. Çünkü süt dökmüş kedi gibi kabahatlerini gayet iyi biliyorlar.
"Her gün bir HDP’li çıkıp bunlara posta koyuyor"
Sadece bu kadar da değil. Bir de masanın gizli ortaklarından yedikleri ayarlar, bölücü örgütün uzantılarından yedikleri zılgıtlar var. Her gün bir HDP’li çıkıp bunlara posta koyuyor, tehdit ediyor, istikamet gösteriyor. Hatta inceden şantaj yapıyor. Hiçbirinin gıkı dahi çıkmıyor. HDP’liler yetmiyor, bazen de sahneyi Kılıçdaroğlu alıyor. Bu zat, tepesi atınca kürsüden ortaklarına ya bana katılın ya da önümden çekilin diyerek meydan okuyor. Yine kimsenin sesi, soluğu çıkmıyor.
"Bunların diktikleri hiçbir sökük baki değil"
Masadaki ortaklarından bir diğeri, işi meşrep fitnesini alevlendirmeye kadar götürüyor, yine herkes suspus. Masanın üyelerinin afra tafralarını saymıyorum bile gerek yok. Geçmişlerini ve tüm değerlerini inkar pahasına o masada oturanları milletimizin vicdanına havale ettik. Karşımızda işte böylesine perperişan bir yapı, uyduruk bir masa, her tarafı dökülen bir ittifak var. Tamam anladık, terzi kendi söküğünü dikemez de, bunların diktikleri hiçbir sökük baki değil.
Şöyle bir düşünün. Bunlar mı Türkiye’nin güney sınırlarındaki terörle mücadele harekatlarını yönetecek, bunlar mı terör örgütlerine dünyayı dar edecek, bunlar mı ülkemizin Ege ve Akdeniz’deki çıkarlarını savunacak, bunlar mı Karadeniz’deki savaşta tarafları bir araya getirerek çözümün adresi olacak. Bunlar mı ülkemizi Balkanlar’dan Kafkaslar’a dört bir yanımıza kurulan sinsi tuzakların içinden selamete çıkaracak, bunlar mı dar gelirli vatandaşlarımızı ekonomik sıkıntıdan kurtaracak, bunlar mı küresel ekonomik krizi ülkemiz için fırsata dönüştürecek, bunlar mı istihdamı artırarak her insanımıza çalışacak iş, evine götürecek aş imkanı temin edecek, bunlar mı eğitimden sağlığa, ulaşımdan enerjiye, sanayiden tarıma kadar tüm alanlarda Türkiye’ye yeni kazanımlar sağlamaktan vazgeçtik, mevcut durumu koruyacak?"
Yorum yazarak Hbr Çaldıran Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Hbr Çaldıran hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Hbr Çaldıran editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Hbr Çaldıran değil haberi geçen ajanstır.
Şimdi oturum açın, her yorumda isim ve e.posta yazma zahmetinden kurtulun. Oturum açmak için bir hesabınız yoksa, oluşturmak için buraya tıklayın.
Yorum yazarak Hbr Çaldıran Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Hbr Çaldıran hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Hbr Çaldıran editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Hbr Çaldıran değil haberi geçen ajanstır.